12 Temmuz 2010 Pazartesi

Bir Türk Subayı Ercan KİREÇTEPE

25 Aralık 1995 tarihinde Figen Akat isimli bir Türk bandıralı yük gemisinin Kardak Kayalıklarında karaya oturmasının ardından yaşananlar, Türkiye ve Yunanistan arasında karasuları sorununu yeniden gündeme taşımış ve ulusal egemenlik alanlarının saptanması konusunda yeni bir tartışma başlatmıştır.
Kardak kayalıkları iki küçük kayalıktan oluşmaktadır. Ege Denizi'nde Kalolimni kayalığının 5 km doğusunda, Muğla ilinin 7 km batısında bulunur. Kayalıkların toplam alanı 40 dönüm kadardır. Halk dilinde İkizce veya Limnia (Yunanca) diye de adlandırılırlar.

Ardından Yunanistan'a ait Kalimnos Adası belediye başkanı, yanına adanın papazı, aileleri ve Antenna adlı Yunan televizyon kanalı çekim ekibini alarak 26 Ocak 1996 tarihinde Kardak kayalıklarına çıkarak bir şenlik havasında kayalıklara Yunan bayrağını dikmişlerdir.
Bayrak dikme girişiminin televizyonda yayınlanmasının ardından, ertesi gün Türk medyası konuya ilgi göstermiş ve iki muhabir, helikopter ile Kardak kayalıklarına giderek Yunanlıların dikmiş oldukları bayrağı indirmiş, yerine Türk bayrağını dikmiştir.
28 Ocak 1996 tarihinde Yunanistan Kardak Kayalıklarına askeri bir birliği göndererek Türk bayrağını indirtmiş ve ağır silahlarla takviye edilen birlik, kayalıklardan büyük olanına konuşlanmıştır. Aynı gün Atina'daki Türk Büyükelçisi Yunanistan Dışişleri Bakanlığı'na çağrılarak kayalıkların Yunanistan'a ait olduğu ve yaklaşanlara ateşle karşılık verileceği uyarısında bulunulmuştur.


Ve Operasyon

Gece 23:59, ani bir emir gelmiştir Sualtı Taarruz Grup Komutanlığına. Bütün komandoların bir şekilde birliğe gelmesini istemiştir o zamanlarda üsteğmen rütbesinde olan Deniz Kurmay Albay Ali TÜRKŞEN. O günlerde, yine kendisi de üsteğmen rütbesinde olan Deniz Kıdemli Binbaşı Ercan KİREÇTEPE, gelenlerden, emir gereği hemen 32 astsubay ve 8 subaydan oluşacak olan 40 deniz komandosunu belirleyecek ve bir an önce Atatürk Havaalanına, oradan da tesis edilecek bir uçakla Dalaman'a gidilecektir. "Neden?" dememiş hiçbiri, bu henüz belirsiz operasyon için derhal dalış tüpleri, zodyak botlar, yakıt, silahlar ve gerekecek her şey hazırlanmaya başlanmış. Kafasında aynı soru işaretlerini barındıran tim komutanı Ercan Üsteğmen kendisi gibi bu operasyona katılmak isteyen onlarca komandonun içinden kafileleri (2 tane 20li grup emredilmiştir) şeçmekte oldukça zorlanmıştır. Çünkü herkes gerçek bir görevin heyecanını yaşamaktadır, çünkü yıllardır yaptıkları eğitimlerin bir işe yarayacağı gündür o gün.
Hava limanı yetkilileri önce şaşkına uğramış ve hazırlıksız oldukları için, 5 saat gecikmeli olarak 11:00'da kalkmalarına neden olmuştur hava limanından. Herkes kendi köşesinde sakin, arada gündemi takip edenlerin doğru tahminleri olsa da kafalarda, başka başka nedenlerle biraz dinlenmişlerdir komandolar bu kısa uçak yolculuğunda. İnince kendilerini almaya gelen bir kamyon ve servis aracına hemen yüklemişler tesisatlarını ve kafileye yeni katılan 8 Sualtı Savunma Komandosuyla birlikte Bodrum'a hareket... Başka bilgi yok Bodrum'a hareket saat 16.30.
Ercan Binbaşının "Olayın aciliyetinden habersizdik, onun için çok rahattık" dediği gibi sakindi hepsi. Mevsim geçmiş de olsa kamp kurmak istediler, fakat Bodrum Orduevine götürüldüler. Orduevinde karartma, hava da gergin artık. Bir grup özel kuvvet personeli, 2 adet Kara Kuvvetlerine ait helikopter de karşıladı onları. Yemek hazırlığı, "Biz yemek yemeyi çok severiz ve kolay doymayız" diyen Ercan Üsteğmen ve ekibi bu kez sadece karınlarını doyurmaktaydılar.
Ardından ortamı iyice geren bir haber: Akşama Kardak'a gidilecek. Ve ardından yine tim hazırlığı. Tim hazırlığı sinirleri alt üst etmişti; buraya kadar gelmişken katılamamak operasyona tahammül edilebilir bir şey değildi onlar için. 12 sualtı taarruz komandosu seçildi. Geride kalanlara "Size de ihtiyaç duyulma olasılığı yüksek, kendinizi hazırlayın" denilerek binildi araçlara. Bu bir teselli değil gerçekti, komandolarımız oraya çarpışmaya gidiyordu, Yunan zırhlılarının arasından geçecek ve bayrağımızı dikeceklerdi, gerekirse canları pahasına. Az daha bir şeyi unutuyorlardı; uçağa binerken patlama tehlikesine karşı botların yüklenmeyen yakıtlarının yerine yenisi gelmemişti, hemen olağanüstü karar verildi ve yakıt sağlandı ama yarıya kadar boşaltılan tüplere yapılabilecek bir şey yoktu, idare edilecekti, biliyorlardı ki onlar bunun da eğitimini almış deniz komandolarıydılar. Son olarak bir günlük yiyecekleri kumanyalara konuldu. Daha fazla kaybedilecek zaman yoktu.
Bölgeye varıldığında adaların iki tane olduğu haberi geldi altışar kişilik bu iki time. Saat 23:59, her şey hazır, iki tim komutanı Ali ve Ercan Üsteğmenler ve timleri de. Bölgedeki kameralar şaşırttı onları ama gazeteciler de adayı en uygun açıdan gören bu bölgeyi şeçmişlerdi, istihbarat sağlandı. İki timden ikincisi daha müsait bir yer bulmuştu şans eseri. Şans eseriydi çünkü ellerinde bir harita yoktu. Adada güvenlik sağlandı ve en fazla 300 metre ötedeki Yunan bayrağından beş kat daha büyük Türk bayrağı dikildi. Hava yağmurluydu, adada ağaç da yok, siper yapılabilecek bir yer de. Ama kimse onları günün ilk ışıkları altında dalgalanan Şanlı Türk Bayrağını görene dek fark etmedi. "Onlar gitmeden gitmeyiz, onlar indirmeden indirmeyiz bayrağımızı" dediler ve yaptılar da. İki gündür uykusuz kalan, dondurucu soğukta düşmanları gibi çadırda uyumayan komandolar görevlerini tamamlamışlardı. Saat 08:00 sularında bayrağımızı alıp Yunanların gidişini izledikten sonra çekildiler adadan.
Geri döndüklerinde birkaç haber sevdalısı kameraman ve gazeteci değildi sadece onları karşılayan. Türk milletinden küçük bir kesit vardı adeta. Orada anladı Ercan Üsteğmen bayrağın Türk Milleti için ne ifade ettiğini, orada çocuklarına "Kahramanlarımız işte bunlar" diyen anneleri gördü. Orada bir kez daha "İşte bu millet için ölmeye değer" dedi.

H.Ö. : Kardak'a Türk bayrağını diken Bir Türk Subayı Ercan Kireçtepe şimdi Türkiye Cumhuriyeti Mahkemelerinde ,ergenekon davalarında isimsiz asılsız mektuplarla vatan haini olarak yargılanmakta..Kalbim acıyor..Utanıyorum..

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Bu, böbrek satmak isteyen herkese açık bir ilan, böbrek nakli ihtiyacı olan hastalarımız var, bu nedenle böbrek satmakla ilgileniyorsanız, lütfen iowalutheranhospital@gmail.com adresindeki e-posta adresimizden bizimle iletişime geçin.
Ayrıca +1 515 882 1607 numaralı telefondan whatsapp'ı arayabilir veya bize yazabilirsiniz.

NOT: Güvenliğiniz garanti altındadır ve hastamız, onları kurtarmak için böbrek bağışı yapmayı kabul eden herkese büyük miktarda para ödemeyi kabul etmiştir. Sizden haber almayı umuyoruz, böylece bir hayat kurtarabilirsiniz.